Ardahan Üniversitesi olarak bölgemizin temel geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık alanında gerekli bilimsel desteğin sağlanması, bu alanda AR-GE çalışmalarının yapılması, yakın, orta ve uzun vadeli sürdürülebilir strateji ve eylem planlarının hazırlanması ve uygulanması amacıyla 2019 yılında senato kararı alınarak YÖK’e sunulan Tarım ve Hayvancılık Bilimleri Enstitüsü’ne ilişkin bir toplantı gerçekleştirildi. Ardahan’da tarım ve hayvancılığın durumu başlığı altında Senato Odasında gerçekleştirilen toplantıya YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, YÖK Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muammer Yaylalı, YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Prof. Dr. Ömer Açıkgöz, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mehmet Biber, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Abdülhalik Karabulut, Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Pakiş, Göle İlçe Belediye Başkanı İlhan Gültekin, Posof İlçe Belediye Başkanı Cahit Ulgar, Çıldır İlçe Belediye Başkanı Kemal Yakup Azizoğlu, Hanak İlçe Belediye Başkanı Ayhan Büyükkaya, Damal İlçe Belediye Başkanı Ergin Önal, DAP İdaresi Başkanı Prof. Dr. Osman Demirdöğen, SERKA Genel Sekreteri Nurullah Karaca, Ardahan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Demirci, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mustafa Yıldız, Genel Sekreter Kubilay Aras, İŞKUR İl Müdürü Ahmet Sonkaya, Ak Parti İl Başkanı Kaan Koç, Kafkas Arısı Üretim, Eğt. ve Gen Mer. Müd. Sinan Aydın, TKDK Başkanı Ahmet Akıllıgil, Ardahan Tarım ve Orman İl Müdürü Neşat Ulutaş, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birl. Başkanı Yunus Baydar, Arı Yetiştiricileri Birliği Başkan İlhan Evliyaoğlu, Ardahan Ziraat Odası Başkanı Latifşah Sural, KOSGEB Müdürü Ramazan Sivri, katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştirilen Rektörümüz şunları söyledi: “Ardahan ili Ülkemizin kuzeydoğusunda, kalkınmada öncelikli illerin başında gelen; tarım ve hayvancılığın ana geçim kaynağı olduğu; sanayi, hizmet, turizm ve diğer sektörlerin yeterli düzeyde gelişmediği; sosyoekonomik açıdan Türkiye’nin geri kalmış, dezavantajlı ve sürekli göç veren bir ilidir. Ardahan geniş mera ve otlaklarıyla hayvancılık sektörü açısından büyük bir potansiyeli barındırmaktadır. Türkiye’de tarım alanları ortalamasının %18’i mera iken Ardahan bunun yaklaşık 3 katına sahip olan nadir illerdendir. Mera ve çayırlar dışında kalan, tarıma elverişli alanların oranı yaklaşık %17, orman ve fundalık alanların oranı ise yaklaşık %7’dir (SERKA raporu, 2013). Yüksek rakım (1900 m) ve buna bağlı iklim özellikleri nedeniyle çayır ve mera alanları diğer bölgelere göre çok daha verimlidir. Bu alanların verimliliği, meraya dayalı hayvancılık sektörünü öne çıkarmaktadır. Tarımsal üretimde iklimin önemli bir engel olması nedeniyle çoğunlukla soğuk iklim tahılları ve yem bitkileri yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ancak il genelinde tarıma elverişli alanların sadece üçte biri ekilmektedir. İlimizde, merkez ilçe dâhil 6 ilçe ve bunlara bağlı 226 köy ve 1 beldede 364.489 büyükbaş, 120.911 küçükbaş, 133.509 kaz ve 40.402 arılı kovan ile hayvancılık faaliyetleri sürdürülmektedir. Bu kapsamda, ilimizde yıllık 109.807 adet buzağı, 80 ton bal, 2015 ton kaşar peyniri üretilerek satışı yapılmaktadır. 2020 yılı TÜİK verilerine göre, İlimiz nüfusu 96.161 kişi olup tarımla uğraşan nüfus oranı ve nüfus başına düşen hayvan sayısı Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir. Yüksek hayvancılık potansiyeli olan ilimizde en önemli problemlerin başında büyükbaş hayvanlarda görülen buzağı kayıpları (ineklerin kısırlık göstermesi, yavru atması ve buzağı ölümleri) gelmektedir. Buzağı kayıpları yıllık ortalama 40.000 baş ve bunun ekonomik boyutu 200 milyon civarındadır. Yapılacak bilimsel çalışmalarla bu kayıplar azaltılıp ilimiz ekonomisine önemli katkılar sağlanabilir. İlde küçükbaş hayvancılık koyun yetiştiriciliği şeklindedir. Küçükbaş hayvanda koyun sayısında artış yaşanmıştır, ancak kanatlı hayvan sayısı 2002 yılında 329.034 iken 2020 yılında 228.244’e gerilemiştir. Kanatlı hayvan olarak kaz yetiştiriciliği öne çıkan üretim faaliyetleri arasındadır. Bölge genelinde kanatlı hayvan üretimi yaygın bir faaliyet olmasına rağmen hane düzeyinde geçimlik yapılmakta olup ticari bir değer kazanmamıştır. Kazın tüyü, karaciğeri, eti, yağı ve yumurtası vb. ürünlerin ekonomik değeri ve ihracat potansiyeli yüksek olmasına rağmen bundan faydalanılamamaktadır. Üniversite olarak; bu bölgede yaşadığımız tecrübelerin ışığında bahsi geçen sorunların çözümünde, ildeki bütün paydaşlara da öncülük ederek bir enstitünün kurulmasının önemine inanmaktayız. Üniversite bünyesinde doğrudan lisansüstü programları barındıracak olan bu enstitünün kurulması ile başta kamu kurumlarında olmak üzere diğer birliklerdeki veteriner ve ziraat mühendislerinin lisansüstü eğitimleri sağlanacaktır. İlde yaşanan her sorun bir tez konusu olarak sahada ele alınacak ve çözüm önerileri sunulacaktır. Bu amaçla 2019 yılında senato kararı alarak YÖK’e Tarım ve Hayvancılık Bilimleri Enstitüsü’nün kurulmasını teklif etmiştik. Üniversite olarak bu teklifimizi güncelleyip bu toplantının ardından yeniden YÖK’e göndermeyi planlıyoruz. Teklifimizin kabul edilerek ilgili enstitünün kurulması hâlinde, bahsi geçen sorunlar konusunda yapılacak bilimsel faaliyetlerin bölgenin kalkınmasında önemli roller alacağını düşünmekteyiz”. Rektörümüzün açılış konuşmasının ardından bir sunum gerçekleştirilen YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, bölgeler arası iktisadi eşitsizliğin üniversiteler tarafından azaltılabileceğini ve Ardahan Üniversitesi’nin bu eşitsizliği gidermede stratejik bir konumda olduğunu belirtti. Kamu kurum ve kuruluşlarının, STK’ların ve Ardahan Üniversitesi’nin birlikte gerçekleştirdiği çalışmaların Ardahan’ın yakın gelecekteki inkişafı için çok önemli olduğuna vurgu yapan YÖK Başkanı Özvar, Yükseköğretim Kurulunun bölge üniversitelerinin bölgenin iktisadi gelişimine katkı sağlama ve refahı arttırma noktasında yaptığı çalışmaları desteklediklerini ifade etti. Toplantıda söz alan kamu kurum ve kuruluş temsilcileri her fırsatta Ardahan Üniversitesi Tarım ve Hayvancılık Bilimleri Enstitüsü’nün kurulması halinde bölgenin temel geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılığın hızla gelişeceğini, verimin artacağını, işsizliğin ve göçün azalacağını, istihdamın ve refahın artacağını belirtti.